Freud'a Alternatif / Her Halinle Güzelsin
"Evliliğin neden olduğu sinir hastalıklarının şifası, sadakatsizliktir."
Sigmund Freud
Empati iyi insanların rutinidir. Boş zaman doldurgacı. İşlerinin olmadığı zamanlarda kendilerini empati yaparken buluverirler. Empati iyi insanlar için bir boşbulunmuşluktur. Bu yılların getirdiği bir bulantının ürünüdür. Çünkü iyi insanlar sıkılırlar, diğer insanlardan çok daha iyi sıkılırlar. Bu da onları pratikte bir karşılığı olmayan empatiye yönlendirir. Sıkıntı empatiyi tetikler. Her türlü birliktelik de. Bu böyledir.
Evimizin mahalle bakkalına bakan balkonunda oturuyorduk. Üzerimizde atletlerimiz vardı ve ikimizde göbeklerimizle oynuyorduk. Ona dışarı çıkmadan önce vantilatörü çıkarmamasını söyledim. Zaten bizi dışarı çıkaran şey, dışarının içeriden daha serin olma ihtimaliydi. Dinlemedi, çıkarttı. Açıklamamı piç etti. Neticede dışarısı daha sıcaktı ve vantilatör işe yarıyordu. Vantilatörün işe yaraması birinci empati girişimimi engelledi. Vantilatör olamadım.
Aramızda empatinin oldukça garip bir işlevi vardı. Söylenen her cümlede subliminal bir empati mesajı arıyorduk. Bu bizi yoruyordu. Gözaltlarımızın çökmesi, göbeklerimizin eski çekiciliğini yitirmesi hep bu yüzden. Allah’ım bizi ger, diyorduk hep. Bizi ger.
Bakkal olmak, işletmek gibi tasarıları olduğundan bahsediyordu. Konuşurken de kıpırdayıp duruyordu. Taze bir plasenta gibi. Kafasında bir hinlik olduğu belliydi. “Balkondan aşağı bak.” dedim. Bakkal oldu. Ona bu kadar kolay empati yapma fırsatı verdiğim için pişmandım. Bir-sıfır öne geçti.
Yıllardır beraberdik onunla. Vantilatörle de öyle. Ve artık göbeği beni tahrik etmiyordu itiraf edeyim. Lisedeydim o zamanlar. Onu ulaşılmaz bir şey olarak görürdüm. Evet şey olarak. Sonra beraber yaşamaya başladık, bu geçti. Onu eşşiz biri olarak görmeye başladım, aşık oldum denebilir. Bu birliktelik göverdi; pazar esnafı ve devlet tarafından onandı. Artık bu da aşındı. Göbeği beni tahrik et-mi-yor-du. Tekrar edeyim mi? Siz ve o bunları düşünürken ben onun yerindeydim. İkinci empati girişimim başarılı. Ona: “Sen oldum. Artistlik yapma.” dedim. Üç-bir öne geçtim.
Empatimin bu derece afili olması onun dikkatini dağıttı. Benim ilk empati girişimimi sezmişti ve şimdi bunu kullanacaktı. Vantilatörün önüne gitti, bunalmış da serinlemek istiyormuş gibi hareketler yaptı. Ama olmadı, anlamıştım. Engel olmadım. Bu adil bir dövüş değildi. Zira hiçbir dövüş adil olamaz. Döndü ve: “Vantilatör oldum.” dedi. “Sen her halinle güzelsin.” dedim.
Maçımız ona dört bittiğinde kül tablası, çok yaşayan bir kül tablasıydı. Biz manyak değildik ve pazar günleri işimiz buydu. Maçımız ona dört bittiğinde bakkal dükkanı kapatıyordu. Maçımız ona dört bittiğinde allstar izleyelim mi? Maçımız ona dört bittiğinde ben, ona ve göbeğine yeniden aşık olmuştum. İşte buydu durum ve biz iyi insanlar olduğumuz konusunda ikna olmuştuk. Vantilatör de öyle. O da iyi bir vantilatör olduğu konusunda ikna olmuştu. Ve her şeyi kendi içimizde çözmenin yolu buydu. Sıkıntılarımızın bize insanları üzme şansı tanımamasını avantaja çevirip haftaya birbirimize tekrar aşık olmuş olarak başlıyorduk. Allah’ım sen bizim katmerlenmiş günahlarımızı katmerli bir şeylerle, karşı bir katmerle ya da katmer…Allah’ım. Evlenmeden önce onun göbeğine dokunduğum için beni affet.