Müzik

24 Mayıs 2014 Cumartesi

Bir derdi var bin dermana değişmez !

"üç beş dil bilip de, derdini çevirememek anlaşılır bir biçimde yeryüzüne.. insan kalbinin cezası bu değil de ne? odada bir fotoğrafı var, yüzü pencereye dönük.. geceleri onunla konuştuğum olur.. seslenirim bazen.. oda karanlık, ses gelmez o sağır derinlikten. yüzünü görürüm kime baksam, sesini duyarım uykulardan uyanıp.. bazı sabahlar uyanır uyanmaz koşup önünde diz çöktüğüm olur.. ağladığım olur uzun uzun karşısında, yalnızca bir fotoğrafın, ettiğini başka kimse edemez bana. her şey mümkün olur da, yine de çaresi bulunmaz giderek kısalan bir ömrün. açamamış içini annesine hiç. biri diğerinden daha küçük göğüsleri.. babama bu kadar benzeyen bir kadınla karşılaşmamıştım hiç. sarılışı gelir aklıma, Sultan Ahmet'te.. daha nice şey, büyüdükçe mesafe. gözlerinin içinde kurmuştu zulmün otağını.. buna rağmen kullanılmış, hırpalanmış ve yalnız.. kırkını geçmiş de erememiş visale.. çatık kaşlı, eşcinsel, bürokrat.. çıkışıyorum kendime, "ne var yani, olamaz mı!" bense otuzlarıma dayanırken, daha önceleri hiç planlamamıştım bunu.. yanar yanmaz sönmüş, eski bir gaz lambası.. hiç sevilmez pazartesiler gibiyim şimdi. elim ne vakit sineme düşse uykumda, kalbim infilak edecek gibi. "bir kere öpsem, geçecek" diyorum.. beni ilk öptüğü geliyor aklıma. sesim düşüncemi bunaltıyor zehir gibi. korkuyorum, "yine kısaltırlar mı saçlarımı?" diye.. hem öleceğini bileceksin, hem aşık olduğunu aynı zamanda. daha zoru tanrıyı düşünmek olsa gerek, "var mı, yok mu?" diye diye, sonunda Allah'ı aramaya karar veren Gazali gibi. "