Ezberlendikçe unutulan, bağırdıkça anlamsızlaşan metinler okutulmamalı çocuklara. Her gün yeni bir şiirden
bir bölüm, bir mektuptan birkaç satır, bir kitaptan alıntıyla başlamalı... "Günün anlam ve önemi" militarist bayramlara ve yerli malı haftalarına hapsedilmeden, taze zihinlerin ufkunu darbelerin ötesine taşımalı. Seri üretim vatandaştan, el emeği insana; galeyana gelen milletlen, sorgulayan topluma dönüşmeli.
Rakel Dink'in mektubu okunmalı 19 Ocak sabahları. Türk olma bilincine kendini feda etmeye yeminli nesiller yerine, "kanı kandan üstün tutmayan", adalet bilinciyle büyüyen nesiller yetişir bundan sonra. Ne aşık olmaktan korkarlar ne de aşklarını yüz binlerin önünde haykırmaktan hem de.
Darbe anayasasında bile vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk sayılırken (Madde 66), 'Milli' Eğitim Bakanlığı yönetmeliğinde o köhne andın "yabancı uyruklu" öğrencilere neden zorunlu kılınmadığını (Madde 12) anlatmalı ilkokul öğretmenleri her ders yılı başında. Ali topu Agop'a da atar böylece, Minas da katılır oyuna, Rojda'yla, Hanna'yla birlikte..
Başka milli müsamerelerde el kadar çocuklara 10 kıta İstiklal Marşı hatim ettirileceğine, Hrant Dink'in yazılarını tartışan kompozisyon yarışmaları düzenlenmeli her 15 Eylül günü. Başka ırklara da güler o zaman bu hilal. Sadece Hakk'a tapan değil, herkesin hakkını savunan yetişkinler olurlar bir gün.
Müzik dersinde "Yeryüzünde yoktur, olmaz Türk'e denk" diye Öğretmen Marşı söyletilmemeli. Sarı Gelin Ermenice sözleriyle birlikte (Sari Aghjik), Telgrafın Telleri Rumca'sıyla birlikte (Aeroplano tha paro), Beyaz Gül Kırmızı Gül Kürtçesiyle birlikte (Rabe Cotyar) dinlenmeli. O zaman TRT arşivinde tek kimlikle 'anonimleştirilmiş' türkülerin gerçek zenginliği ortaya çıkar genç dillerde.
Lisede Cumhuriyet tarihi Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi ile anlatılırken, yakın dönem tarihi de Hrant Dink'in oğlu Arat'ın sözleriyle ve yazdıklarıyla anlatılmalı. Ulus devlet'i kurmak için bulunan damardaki "asil kan"ın nesiller boyu nasıl bir milliyetçi nefretle zehirlendiği tartışılmalı.
Yarın için, hemen bugün
Çocuklarınızın daha iyi bir dünyada, insanların eşit olduğu bir ülkede, her kimliğin birer değer sayıldığı bir toplumda büyümesini umut ediyorsanız bugün adım atın. Onların geleceğini milli-muhafazakar oylara kendini endekslemiş siyasi partilere bırakmayın. Her sabah andımızı okumak zorunda bırakılan çocuğunuza eve gelince Rakel Dink'in mektubunu siz okuyun. Milli marşlarla tıkanan küçük kulakları bu toprakların diğer halklarının şarkılarıyla zenginleştirin. Onlar soru sordukça, Hrant Dink'in yazılarını tartışın onlarla. Haksızlık karşısında ilk kez gözleri dolduğunda onlarla Arat'ın "dünyanın camını çerçevesini indirmek isteyen" öfkesini paylaşın, binlerce insanın onunla omuz omuza durduğu hatırlatın.
Gazeteler yazmıyorsa, siz yazın. Öğretmenler okutmuyorsa, siz okuyun. Mahkemeler müsamereye dönüşmüşse, siz adaleti öğretin çocuklarınıza. Yarın için, hemen bugün.
* Okullar başlamadan evvel Hrant Dink'in doğumgününü hüzünle kutladı sessiz bir çoğunluk. Kürt çocuklar ise bir hafta boykot ettiler okulu, anadilleri için. Sizin çocuğunuz ne düşünüyor?