Nar

Bağrımda çürük bir iple bir ormana vardım
Semâver gözlü bir geyik geçsin istedim yanımdan
Yanımı onun boynuna takıp çoğalacaktım
Ama ben tuttum bir çiçeğe erdim
Usul usul açışındaki yanışa eğildim
İpin ucundaki lâmbada bir can ürperdi
Ben bu canı bir im sandım da sevgilime çağırdım

Bağrımda çürük bir iple bir ormana vardım
Semâver gözlü bir geyik geçsin istedim yanımdan
Yanımı onun boynuna takıp çoğalacaktım
Ama ben tuttum bir çiçeğe erdim
Usul usul açışındaki yanışa eğildim
İpin ucundaki lâmbada bir can ürperdi
Ben bu canı bir im sandım da sevgilime çağırdım
Boynumda ince bir dal ile bir suya vardım
Balığı soracaktım ama ben tuttum ağacı sordum
Gökle yer arasındaki şirâzeyi bozdum
Öyle karıştı ki sayfalarım ayrılamam artık kendimden
Oysa nice göçler beğenecektim
Beyaz ötesi bir zamanı çatısından öpecektim
Gittim bir nara çaktım kalbimi
Ben geleceği sur sandım da çevreledim sandım sevgilimi
Balığı soracaktım ama ben tuttum ağacı sordum
Gökle yer arasındaki şirâzeyi bozdum
Öyle karıştı ki sayfalarım ayrılamam artık kendimden
Oysa nice göçler beğenecektim
Beyaz ötesi bir zamanı çatısından öpecektim
Gittim bir nara çaktım kalbimi
Ben geleceği sur sandım da çevreledim sandım sevgilimi
Sonra uzun bir aralıktan geçtim ve bir çöle vardım
Vaktin terine beden oldum da uzaklaştım bağrımdaki çürükten
Sıcak bıçağı geçirdim sırtımdaki halkaların içinden
Bu büyük gösteriye sevgilim gelir sandım
Sandığımdan mavi bir buğu boşaldı
Çıplağımı görmeye uğraştım onun ılıklığında
Ama öbür yanımla tuttum bir söze vardım
Söz neye yetiyor ki...ne balığı sorabildim ne ağacı buldum
Ben hayatı gurbet sandım da sevgilime çağırdım
Vaktin terine beden oldum da uzaklaştım bağrımdaki çürükten
Sıcak bıçağı geçirdim sırtımdaki halkaların içinden
Bu büyük gösteriye sevgilim gelir sandım
Sandığımdan mavi bir buğu boşaldı
Çıplağımı görmeye uğraştım onun ılıklığında
Ama öbür yanımla tuttum bir söze vardım
Söz neye yetiyor ki...ne balığı sorabildim ne ağacı buldum
Ben hayatı gurbet sandım da sevgilime çağırdım
Mustafa Aydoğan