10 Etkileyici Fotoğrafla Arnavutluk'un Yeminli Bakireleri
Fotoğraf sanatçısı Jill Peters bir efsane gibi görünen ama günümüzde hala varlığını sürdüren"Burneshas”ları fotoğraflamış. Burneshas Arnavutluk'ta kadın kimliğinden vazgeçip bir erkek gibi yaşamaya devam edenlere verilen isim. 15. yüzyılda başlayan bu gelenek Arnavut kadınların henüz bir bakireyken ettikleri yemine dayanıyor. Bu yeminle birlikte erkek kıyafetleri giymekte (pantolon), oy kullanmakta, silah taşımakta, saat takmakta, sigara içmekte, mal mülk alıp satmakta özgür oluyorlar. Tabii isimlerini de değiştirerek.

Yüzyıldan bu yanan uygulanan bu gelenek asıl olarak Arnavutluğun sıkı ataerkil bir yaşam düzenine sahip olmasından kaynaklanıyor..
Din farkı gözetmeksizin kadınlara yarım insan muamelesi yapılan bu coğrafyada tam bir insan gibi yaşamak için kılık değiştirmek gerekiyor.


Bazen de dul kalan annelerini korumak için bu dönüşümü gerçekleştiriyorlar.
Yeminli bakireler ihtiyar heyeti önünde yemin ettikten sonra yeni erkek isimleriyle toplumda bir erkeğin gördüğü tüm saygıyı görüyor.

Gerçek anlamda bir aile reisi oluyor ve mirastan bir erkek kadar pay alabiliyorlar.
Sigara içebilen, şarkı söyleyebilen, mal mülk edinebilen, kahvede takılabilen yeminli bakirelerin dezavantajıysa kan davalarında bir erkek muamelesi görmeleri.

Ancak kan davasında öldürülen bir yeminli bakire için bir erkekle eşdeğer kan parası ödeniyor.
Günümüzde 40 ila 200 arasında yeminli bakirenin bu geleneği devam ettirdiği sanılıyor.

Ama çoğunun yaşı 50'nin üzerinde.
Arnavutluğun geçirdiği komünist dönem kadınlara verilen hakları arttırınca yeminli bakirelik müessesesine itibar azalmış.

Ama ülkenin kuzey bölgelerinde hala onlarla karşılaşmanız mümkün.

Yeminli bakirelikten dönüşün cezası ölüm. Ancak bu töre uzun zamandır uygulanmıyor.

